Ofis için tasarlanan aktif sandalyeler, hareketi teşvik etmek, duruşu iyileştirmek ve çalışma saatleri boyunca konforu artırmak için çeşitli hareketleri (örneğin, sallanmayı) mümkün kılarak, vestibüler uyarım, nörolojik yollar, kan ve lenf dolaşımı, eklem hareketliliği ve kas aktivasyonu gibi çeşitli fizyolojik sistemleri harekete geçirir. Bu aktif sandalyeler, çekirdek dengeleyici kas gruplarının sürekli veya aralıklı olarak devreye girmesini teşvik ederek, genellikle rahatsız edici sırt ağrılarını minimize ederken kullanıcıların dikkat ve üretkenlik seviyelerini artırır. Artan popülarite, günümüz ofislerinde profesyonel taleplerle birlikte sağlık/beslenme odaklı çalışma düzenlerinin entegre edilmesine yönelik bir çabayı göstermektedir.

Geleneksel sandalyelerdeki ergonomik destek genellikle aşırı olup, bu sandalyeleri uzun süre kullananlarda sağlık sorunlarına yol açmaktadır. Sertlikleri ve kullanıcının hareket etmesine teşvik etmemeleri nedeniyle bu sandalyeler, aslında yanlış duruşu teşvik edebilir ve bu da ofis çalışanları arasında yaygın bir sorun olan sırt ağrısını artırabilir. Sabit yükseklik ve açılar, farklı beden tipleri ve çalışma tarzlarını karşılamada yetersiz kalır; bu da daha fazla rahatsızlık ve kas-iskelet ağrıları ile potansiyel sorunlara yol açar. Bu durum, dolaşım için gerekli olan kas aktivitesinin zayıflamasına neden olarak doğal vücut hareketini azaltır; bu nedenle iş yerlerinde ergonomik alternatiflere acil bir ihtiyaç vardır. Peki, aktif oturma sandalyelerinin teşvik ettiği hareket neden önemli bir husustur? Kısaca, vücudumuz hareket etmek için tasarlanmıştır ve iyi hareket, iyi sağlık demektir.